T.C.
ANKARA
18. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/41
KARAR NO : 2013/198
DAVACI : K*** B***
DAVALI : Maliye Bakanlığı/Ankara
DAVANIN ÖZETİ : Tokat ili, Zile ilçesi, Fevzi Çakmak Ortaokulu’nda “müdür” olarak görev yapmakta iken 13.11.1981 tarih ve 2559 sayılı Kanun’un 4. maddesine göre 24.02.1982 tarihinde re’sen emekliye sevk edilip daha sonra Anayasa Mahkemesi kararının uygulanması doğrultusunda 02.10.1992 tarihinde yeniden görevine başlatılan ve akabinde 04.11.1996 tarihinde yaş haddinden emekliye ayrılmış bulunan davacı tarafından, re’sen emeklilikte geçen 10 yıl, 7 ay, 8 günlük sürenin fiili hizmetinden sayılarak uğradığı kayıplarının giderilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 27.05.2013 tarih ve 35 sayılı davalı idare işleminin iptali ile resen emeklilikte geçen sürenin fiili hizmetten sayılarak emekli maaşı ve emekli ikramiyesinin buna göre hesaplanıp aradaki farkın yasal faiziyle birlikte toptan ödenmesi, ilgili süre içerisinde aldığı emekli maaşı ile emekli edilmeseydi alacağı maaş ve tüm ek ücretler farkının hesaplanarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı taleplerine yönelik işlem yapabilme kanununda olan kurumların Milli Eğitim Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu olması nedeniyle davanın öncelikle usul (husumet) yönünde reddi gerektiği, esas yönünden ise Anayasa Mahkemesi kararının resmi gazetede yayımlandığı 23.10.2010 tarihinden geriye yürütülemeyeceği, ayrıca Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilen hükmün 5335 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle 27.04.2005 tarihi itibariyle zaten yürürlükten kaldırılmış ve bu yürürlükten kaldırma sırasında ilgililere geriye dönük olarak bir ödeme yapılması hususunda idarelere yetki verecek herhangi bir düzenlemin de yapılmadığı, dolayısıyla da davanın yasal dayanaktan yoksun olduğu öne sürülerek reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 18. İdare Mahkemesi’nce 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14.maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasında; idari davaların idare mahkemesi başkanlığına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı belirtilmiş, 2. fıkrasında, dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihinin, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın, gösterileceği hükme bağlanmış, 3. fıkrasında da, dava konusu karar ve belgelerin asılları veya örneklerinin dava dilekçesine ekleneceği, dilekçeler ile bunlara ekli evrakın karşı taraf sayısından bir fazla olacağı belirtilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının re’sen emeklilikte geçen sürenin fiili hizmetinden sayılarak uğradığı kayıpların giderilmesi istemiyle öncelikle emeklilik öncesinde mensubu olduğu Milli Eğitim Bakanlığı’na, sonrasında ise Maliye Bakanlığına başvurduğu anlaşılmakla birlikte, fiili hizmetten sayılma işlemlerinde yetkili kurum olan Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmış bir başvuru olup olmadığının dava dilekçesinde belirtilmediği, yine konunun gelişim seyri itibariyle Maliye Bakanlığı’na yapılan başvuruda Milli Eğitim Bakanlığı’nca verilmiş cevabın etkisinin olup olmadığının da ilgili başvuru dilekçesi ve buna verilen Milli Eğitim Bakanlığı cevabı dava dilekçesine eklenmedikleri için net olarak belirlenemediği, ayrıca dilekçesinde iptali istenen 27.05.2013 tarih ve 35 sayılı Maliye Bakanlığı işlemi; re’sen emeklilikte geçen sürenin fiili hizmetten sayılarak uğradığı kayıpların giderilmesi istemiyle yapılmış başvurunun reddine ilişkin işlem olduğu halde, dava dilekçesinin sonuç kısmında emekli maaşı ve emekli ikramiyesinde oluşacak farklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunu ilgilendiren hususların yanısıra emekli maaşı ile emekli edilmeseydi alacağı maaş ve tüm ek ücretler farkı yönünden Milli Eğitim Bakanlığı’nı ilgilendiren taleplerde de bulunulduğu, bu haliyle davanın konusunun; ilgili kurumlar ve bu kurumlarca tesis edilmiş işlemler ile iptal talebi boyutuyla hiç bir tereddüde meydan bırakmayacak şekilde açık ve net olarak ortaya konulamadığı görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15.maddesinin 1. fıkrası (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla 3.maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine, aynı Kanunun 15. maddesinin 3. fıkrası uyarınca yeni dilekçe düzenlenerek açılacak davada ayrıca harç alınmamasına, dava yenilenmediği takdirde artan yargılama giderinin davacıya iadesine, 15. maddenin 5. fıkrası uyarınca yenilenen dilekçelerde aynı yanlışlık yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun davacıya bildirilmesine, 07/10/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.