İçeriğe geç

Sıkca Sorulan Sorular

Genel Soruları

Türkiye Barolar Birliği
Adli Yardım Yönetmeliği

Resmi Gazete Tarihi: 30.03.2004 Resmi Gazete Sayısı: 25418

 
BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam ve Dayanak

Amaç

Madde 1 — Bu Yönetmeliğin amacı, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 176-181 inci maddeleri uyarınca, adli yardımla ilgili usul ve esasları düzenlemektir.

Adli yardımın amacı, bireylerin hak arama özgürlüklerinin önündeki engelleri aşmak ve hak arama özgürlüğünün kullanımında eşitliği sağlamak üzere, avukatlık ücretini ve yargılama giderlerini karşılama olanağı bulunmayanların avukatlık hizmetlerinden yararlandırılmasıdır.

Kapsam

Madde 2 — Bu Yönetmelik, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 180 inci maddesi uyarınca Türkiye Barolar Birliği hesabına aktarılan paraların, barolar arasında dağıtımı ve kullanılması ile adli yardım bürosunun kuruluşunu, görev ve yetkilerini, görevlendirilecek avukatların ve ücretlerinin belirlenmesini, işleyişini ve denetimini kapsar.

Hukuki Dayanak

Madde 3 — Bu Yönetmelik 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 176-181 inci maddeleri uyarınca düzenlenmiştir

İKİNCİ BÖLÜM

Genel Hükümler

Adli Yardım Bürosu ve Temsilcisi

Madde 4 — Her baro merkezinde, baro yönetim kurulu tarafından belirlenip görevlendirilecek, yeterli sayıda avukattan oluşan bir adli yardım bürosu kurulur. Baro yönetim kurulu ayrıca, baro merkezi dışında, avukat sayısı beşten fazla olan her yargı çevresinde bir avukatı, adli yardım bürosu temsilcisi olarak görevlendirebilir. Gerektiğinde, yeteri kadar temsilci yardımcısı da görevlendirilir.

Adli yardım bürosu ve temsilcileri, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununda öngörülen görevler ile baro yönetim kurullarının Avukatlık Kanunu ve Yönetmelikler çerçevesinde vereceği görevleri yerine getirirler.

Adli yardım bürosu ve temsilcileri, işlerini adli yardımdan sorumlu baro yönetim kurulu üyesinin sorumluluğunda ve denetiminde yürütürler.

Adli yardım bürosu ve temsilcilerine, hizmetin yürütülebilmesi için adli yardım ödeneğinden karşılanmak üzere yeterli mekan, büro donanımı ve personel sağlanır.

Barolar, avukat stajyerlerine, adli yardım bürosu ve temsilciliklerinde eğitim amacıyla geçici süreli görevler verebilirler.

Adli Yardım İstemi

Madde 5 — Adli yardım istemi, hizmetin görüleceği yer adli yardım bürosuna ve temsilciliklerine yapılır. Başvurularda, adli yardım başvuru formu doldurulur ve adli yardım esas defterine kaydedilir.

Adli yardım bürosu ve temsilcilikleri, istem sahibinden gerekli bilgi ve belgeleri ister, istemin haklılığı konusunda uygun bulacağı araştırmayı yapar, gerektiğinde karar verir. Bu araştırmada, kamu ve özel kurum ve kuruluşları, adli yardım bürosuna ve temsilciliklerine yardımcı olurlar.

Adli yardım isteminin reddi halinde istemde bulunan; tebliğden itibaren on gün içinde yazılı veya sözlü olarak baro başkanına başvurabilir. Baro başkanı yedi gün içinde karar verir, bu karar kesindir. Süresinde karar verilmediği taktirde talep ret edilmiş sayılır.

Adli yardım görevi serbest çalışan avukatlara eşitlik ilkesi esaslarına göre verilir.

Adli Yardımın Yapılışı

Madde 6 — a) Adli yardım isteminin kabulü halinde, durum bir tutanakla tespit edilir. İstem sahibinden, işin sonunda maddi bir yarar elde etmesi halinde, avukata ödenen para ile elde edilecek maddi yararın %5’ini baroya ödeyeceğine; adli yardım isteminin haksız olduğunun sonradan anlaşılması halinde, görevlendirilen avukata ödenen ücretin iki katı ve yapılmış masrafları yasal faizleri ile geri vereceğine ilişkin taahhütname alınır.

Vekaletname masrafı adli yardım faslından ödenebilir.

Yargılama giderlerini karşılayamayacaklar için 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 465-472 nci maddeleri gereğince adli müzaheret talebinde bulunulur. Bu talebin reddi halinde ilgilisi, avukatlık ücreti dışındaki diğer yargılama giderlerini karşılamak durumundadır. Aksi halde, adli yardım istemi reddedilebilir.

Ancak, yargılama giderlerinin karşılanamayacağının açıkça anlaşılması ve adli yardım talebinde bulunanın haklılığı açısından kesin veya kuvvetli bir kanı oluşması halinde, adli yardım bürosunun veya adli yardım temsilcisinin önerisi üzerine baro yönetim kurulu kararıyla adli yardım fonundan karşılanır.

Davanın reddi halinde iade olunacak harç, adli yardım fonuna aktarılır.

b) Adli yardım isteminin kabulüyle, gerekli iş ve işlemleri yapmak ve yürütmek üzere bir veya birkaç avukat görevlendirilir. Görev yazısının bir örneği de istem sahibine verilir ve gerekli bilgi, belge ve vekaletname ile birlikte görevlendirilen avukata başvurması istenir. Görevlendirilen avukat, görevlendirme yazısının, işe ve ilgiliye ait bilgi, belge ve vekaletnamenin, adli müzaheret istemi reddedilmiş ise iş için zorunlu masraf avansının kendisine ulaşması ile avukatlık hizmetlerini yerine getirmek yükümlülüğü altına girer.

Görevlendirilen avukatın yükümlülüğü, istek sahibinin hizmetin görülebilmesi için gerekli belge ve bilgiler ile avukatlık ücreti dışındaki zorunlu yargılama giderlerini vermemesi veya vekaletname vermekten kaçınması ile sona erer. Görevlendirilen avukat, bu durumu gecikmeden, kendisini görevlendiren adli yardım bürosuna ya da temsilciliğine bildirir.

c) Görevlendirmede, avukatların mesleki faaliyet alanlarına ilişkin beyanları dikkate alınır.

d) Görevlendirilen avukat, bu işi yapmaktan haklı bir neden olmaksızın çekinmek isterse, görevin kendisine bildirildiği tarihten itibaren on beş gün içinde, o işin tarifede belirlenen ücretini baroya ödeyerek görevden çekilebilir.

e) Görevlendirilen avukat, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümlerine göre işi sonuna kadar takip etmekle yükümlüdür. Bağlantı ve ilişki bulunsa bile başka dava ve icra takipleri veya benzeri hukuksal işlemler, görev konusu iş kapsamında kabul edilmez.

f) Adli yardım bürosu ve temsilcilikleri, görevlendirilen avukatın hizmeti yerine getirmesi ile ilgili aşamaları izler. Avukat, işin hangi aşamasında olursa olsun, kendisinden istenen bilgi ve belgeleri vermek zorundadır. Hizmetin sonunda da, bu konudaki raporunu ve hizmetin sona erdiğini gösterir belgeleri adli yardım bürosuna ya da temsilciliğine iletir.

Ödenecek Ücret

Madde 7 — Adli yardımla görevlendirilen avukata, görevlendirmeye konu iş için asgari ücret tarifesinde gösterilen maktu ücret peşin ödenir. Aynı işe birden fazla avukat görevlendirilemez. Ancak görevden çekilen avukatın yerine yeni görevlendirilen avukata ayrıca ücret ödenir.

Ceza davalarında şahsi davacı ve müdahil vekiline, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu gereğince yapılacak hukuki yardımlar için avukatlık ücret tarifesinde belirlenen maktu ücret ödenir.

Yargıtayda görülecek duruşmalı işlerde ayrıca, Ankaraya gidiş-geliş otobüs ücreti ödenir. Adli yardımdan yararlananın veya vekilinin talebi halinde Ankara barosundan görevlendirilecek avukat aracılığı ile Yargıtaydaki duruşma takip edilebilir.

Tüm masraflar belgeye dayandırılır. Belgesiz ödeme yapılamaz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi için, bu mahkemenin kendi adli yardım kuralları uygulanır. Bu yönetmelik uyarınca ödeme yapılamaz. (1).

Adli yardım görevini haklı nedenler dışında tamamlamayan avukat, aldığı ücretin iki katını baroya ödemekle yükümlüdür.

Adli Yardım Bürosunun Gelirleri

Madde 8 — Adli yardım bürosunun gelirleri şunlardır:

a) Türkiye Barolar Birliğinden baroya gönderilecek adli yardım ödeneği,

b) Kamu ve özel kurum ve kuruluşlarından, il veya belediye bütçelerinden baroya yapılan yardımlar,

c) Bu amaçla yapılan her türlü bağışlar,

d) Adli yardım görevlerinden çekilen ve haklı neden olmaksızın hizmeti sonuçlandırmayan avukatlardan geri alınan ücretler,

e) Taahhütname gereği ilgiliden alınan paralar,

f) Yardımdan yararlanan ilgili lehine ilamda belirlenen harca esas değerin %5’i .

Adli Yardım Bürosunun Giderleri

Madde 9 — Adli yardım bürosunun giderleri şunlardır:

a) Adli yardımla görevlendirilecek avukatlara ödenecek ücretler ve zorunlu yol giderleri, gerektiğinde vekaletname, dava harç ve masrafları,

b) Büro personelinin ücretleri,

c) Büro donanımı, kırtasiye, kira ve diğer giderler.

Adli yardım paraları, münhasıran adli yardım hizmetlerinde kullanılır ve baro bütçesinin ayrı bölümlerinde gösterilir. Bu bölümden kalan gelir fazlası, bir sonraki yılın aynı faslına aktarılır.

Adli Yardım Parasının Barolara Dağıtımı

Madde 10 — Türkiye Barolar Birliği, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 180 inci maddesi uyarınca tahsil edilen parayı bütçesinin adli yardım faslına aktararak, bankada açacağı ayrı bir hesapta toplar. Bu hesapta toplanan paranın % 10 u Türkiye Barolar Birliğinin adli yardım giderleri ve adli yardım dengeleme fonu için ayrılır, kalanı barolara gönderilir.

Her baroya (5) temel puan verilir. Verilen (5) temel puana;

a) Her (25) üye avukat için (1) puan,

b) Her (50 000) nüfus için (1) puan,

c) Kalkınmada öncelikli yöre barolarına (3) puan,

eklenerek adli yardım ödenek puanı saptanır.

Puanlamada 0.5’in altındaki küsuratlar dikkate alınmaz, bunu aşan küsuratlar ise (1) puana tamamlanır.

Barolara gönderilecek adli yardım payı aşağıdaki şekilde hesaplanır:

     TBB toplam adli yardım parası X 0.90 X baro adli yardım ödenek puanı
Baro adli yardım ödeneği =    ––––––––––––––––––––––––––––––––––
     Tüm baroların adli yardım puanları toplamı
Yıl içinde barolara gönderilmiş olan ödenekler, yıl sonunda barolara ayrı ayrı bildirilir.

Barolar, kendi paylarına düşen adli yardım ödeneğinin yıl içinde bitmesi halinde, adli yardım bürosunun gerçekleşen harcamalarını, ödeneğin gerekçesini ve bekleyen işleri içeren rapor ile Türkiye Barolar Birliği adli yardım dengeleme fonundan ek ödenek isteyebilirler. Türkiye Barolar Birliği yönetim kurulu tarafından, istemin uygun bulunması halinde ek ödenek gönderilir. Barolara gönderilen ödenek yıl içinde kullanılmaz ise bir sonraki yıla aktarılır.

Barolar her yılın sonunda adli yardım yıl sonu raporu düzenleyerek Türkiye Barolar Birliğine gönderirler. Türkiye Barolar Birliğindeki kayıtlar ile bu raporlar esas alınarak hesap mutabakatları sağlanır.

Barolara tahsis edilen ödenek, dört taksit halinde ödenir. Barolar kendilerine tahsis edilen ilk ödemeden sonra üçer aylık rapor düzenler ve Türkiye Barolar Birliğine gönderir.

Raporların Yönetmeliğe uygunluğu tespit edildikten sonra bir sonraki ödeme yapılır. Takip eden diğer ödemelerde de aynı usul uygulanır.

Adli Yardım Bürolarının Denetimi

Madde 11 — Baro yönetim kurulu, adli yardım bürosu ve temsilciliklerinin çalışmalarını her zaman denetleyebilir. Baro denetçileri ayrıca mali açıdan adli yardım bürosu ve temsilciliklerini de kapsayan çalışmalarını, her 2 ayda bir düzenleyeceği raporla, baro yönetim kuruluna bildirir.

Yürürlükten Kaldırılan Hükümler

Madde 12 — 14/11/2001 tarih ve 24583 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Yardım Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

Madde 13 — Bu Yönetmelik 10/3/2004 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 14 — Bu Yönetmelik hükümleri Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından yürütülür

 
30.3.2004 tarih ve 25418 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

(1) Türkiye Barolar Birliği Adli Yardım Yönetmeliğinin 7 nci maddesinin beşinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, 20.10.2007 tarihli 26676 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

21 MAYIS 2007 TARİHLİ 26528 SAYILI RESMİ GAZETE’DE YAYINLANAN DEĞİŞİKLİKLERİ DE KAPSAYAN CEZA MUHAKEMESİ KANUNU GEREĞİNCE MÜDAFİ VE VEKİLLERİN GÖREVLENDİRİLMELERİ İLE YAPILACAK ÖDEMELERİN USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının talebi üzerine müdafi veya vekillerin görevlendirilmeleri ile bu kişilere yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince müdafi veya vekil görevlendirilmesi ile bu kişilere yapılacak ödemeleri kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 150, 234 ve 239 uncu maddeleri ile 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 13 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte yer alan;

a) Baro: Hukukî yardımın yapılacağı yerin bağlı bulunduğu baroyu,

b) Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi,

c) Soruşturma: Yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden; kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen hâllerde bu kararın kesinleşmesine, kamu davası açılan hâllerde ise iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi,

ç) Tarife: Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 13 üncü maddesi gereğince Türkiye Barolar Birliğinin görüşü alınarak her yıl Adalet ve Maliye Bakanlıklarınca hazırlanan ve müdafi veya vekillere ödenecek meblâğları gösteren tarifeyi,

d) Ücret: (Değişik:RG-21/05/2007-26528) Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince baro tarafından görevlendirilen müdafi veya vekile Tarife gereğince ödenecek meblâğ ile 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri uyarınca mutat olan taşıta göre gerçek masraf üzerinden yapılan zorunlu yol giderlerini, acele ve zorunlu hâllerde ise, bu Yönetmeliğin 11 inci maddesinde sayılan mercilerin kabûlü üzerine mutat taşıt dışındaki araçlarla yapılan zorunlu yol giderlerini,  

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Müdafi veya Vekillere İlişkin Hükümler

Müdafi veya vekillerin görevlendirilmesi

MADDE 5 – (1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, görevlendirilecek müdafie yapılacak ödemelerin yargılama giderlerinden sayılacağı ve mahkûmiyeti hâlinde kendisinden tahsil edileceği hususu hatırlatılarak talep ettiği takdirde barodan bir müdafi görevlendirmesi istenir.

(2) Şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malûl veya sağır ve dilsiz ise ya da hakkında alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı soruşturma ya da kovuşturma yapılıyorsa istemi aranmaksızın barodan bir müdafi görevlendirmesi istenir. Ancak bunun için şüpheli veya sanığın müdafiinin olmaması şarttır.

(3) İkinci fıkrada sayılan hâllerde kovuşturma aşamasında sanığa iddianamenin tebliği için çıkarılan çağrı kâğıdına ayrıca “tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde müdafii bulunup bulunmadığını bildirmesi, bildirimde bulunmadığı takdirde barodan bir müdafi görevlendirmesinin isteneceği, görevlendirilen müdafie ödenecek ücretin yargılama giderlerinden sayılacağı ve mahkûmiyeti hâlinde kendisinden tahsil edileceği” hususunu hatırlatan meşruhat verilir. Sanığın tutuklu olması hâlinde Ceza Muhakemesi Kanununun 176 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince yapılan işlemler sırasında yukarıda belirtilen meşruhat hatırlatılır. Sanık tarafından bildirimde bulunulmadığı, tebligat yapılamadığı veya tutuklu sanığın müdafii olmadığını bildirmesi hâlinde duruşma günü beklenmeksizin barodan bir müdafi görevlendirmesi istenir.

(4) Vekili bulunmayan mağdur, şikâyetçi veya katılanın talep etmesi hâlinde, barodan bir vekil görevlendirmesi istenir.

(5) Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince mağdur veya suçtan zarar gören için zorunlu olarak vekil görevlendirilmesi gereken hâllerde istemi aranmaksızın barodan bir vekil görevlendirmesi istenir. Ancak bunun için mağdur veya suçtan zarar görenin vekilinin olmaması şarttır.                

(6) Müdafi veya vekil görevlendirilmesi; soruşturma evresinde ifadeyi alan merci veya sorguyu yapan hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından barodan talep edilir.

Görevlendirme esasları

MADDE 6 – (1) Soruşturma evresinde görev yapan müdafi veya vekil, engel bulunmadığı takdirde kovuşturma evresinde de öncelikle görevlendirilir.

(2) Soruşturma veya kovuşturma makamlarınca aralarında menfaat çatışması bulunduğu bildirilmediği takdirde birden fazla şüpheli, sanık, mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören veya katılan için aynı müdafi veya vekil görevlendirilebilir.

(3) Baro tarafından müdafi veya vekil olarak atanan avukat, haklı mazereti hâlinde görevlendirilmesine ilişkin yazıya dayanarak başka bir avukata yetki verebilir.

(4) Müdafi veya vekilin mesleği bırakması ya da kanunî engellerle davadan çekilmesi hâlinde, baro tarafından yeni bir müdafi veya vekil görevlendirilir.

(5) Dosyada görevli müdafi veya vekilin, istinaf veya temyiz kanun yolu muhakemesinde yapılacak duruşmaya katılmayacağını bildirmesi durumunda, zorunlu müdafi veya vekil gerektiren hâllerde görevlendirme, kanun yolu incelemesini yapacak mahkeme tarafından o yer barosundan istenir.

(6) Müdafi veya vekil, soruşturma evresinde ya da duruşmada hazır bulunmaz veya vakitsiz olarak duruşmadan çekilir veya görevini yerine getirmekten kaçınırsa, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme derhal başka bir müdafi veya vekil görevlendirilmesi için gerekli işlemi yapar.

                Görevin sona ermesi         

MADDE 7 – (1) Müdafi veya vekilin görevi;

a) Soruşturma evresinde; kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi, yetkisizlik veya görevsizlik kararı, kamu davası açılması hâlinde ise iddianamenin kabulü kararı verilmesi,

b) Kovuşturma evresinde; yargılamanın yapıldığı il veya ilçe dışında yargılamayı gerektirir görevsizlik veya yetkisizlik kararı, esasa ilişkin hükmün kesinleşmesi ya da davanın nakline karar verilmesi,

c) Müdafi, vekil veya kendisine müdafi ya da vekil görevlendirilen kişinin ölmesi,

ç) Kişinin kendisine bir müdafi veya vekil seçmesi,

hâllerinde sona erer.

(2) Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının talebi üzerine görevlendirilen müdafi veya vekil azledilemez.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Ödeme Usul ve Esasları

Ücret

MADDE 8 – (1) Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince baro tarafından görevlendirilen müdafi veya vekile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinden ayrık olarak hazırlanacak “Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin Tarife” gereğince ödenecek meblâğ Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanır.

(2) Müdafi veya vekilin görevi gereği yaptığı zorunlu yol giderleri ayrıca ödenir.

(3) Müdafi veya vekile Tarife gereğince ödenen meblâğ ile zorunlu yol giderleri yargılama giderlerinden sayılır.

Tarife

MADDE 9 – (1) Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince baro tarafından görevlendirilen müdafi veya vekile ödenecek meblâğ, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınmak suretiyle Adalet ve Maliye Bakanlıkları tarafından her yıl Aralık ayında hazırlanan ve 1 Ocak tarihinden geçerli olmak üzere düzenlenen Tarifede gösterilir. Tarife ayrıca Resmî Gazete’de yayımlanır.

Ödemeye ilişkin esaslar

MADDE 10 – (1) Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafi veya vekile soruşturma ve kovuşturma evreleri için ayrı ayrı olmak üzere Tarifede belirlenen ücret ödenir.

(2) Soruşturma evresinde kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısı ve mahkeme huzurunda yapılan ifade alma veya sorgu için farklı avukatların görevlendirilmesi hâlinde tek bir ücret ödenir ve bu ücret görevli avukatlara katkıları oranında paylaştırılır.

(3) Aynı soruşturma veya kovuşturma evresinde bir kişi için aynı avukata birden fazla ücret ödenmez.

(4) Aralarında menfaat çatışması bulunmayan birden fazla şüpheli, sanık, mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören veya katılan için görevlendirilen aynı müdafi ya da vekile bu kişilerin her biri için ayrı, ancak en fazla on kişi ücreti ödenir.

(5) Yetki belgesi ile görevlendirilen avukata ayrıca ücret ödenmez.

(6) Müdafi veya vekil olarak görevlendirilen avukatın mesleği bırakması ya da kanunî engellerle davadan çekilmesi hâlinde baro tarafından yeniden görevlendirilen müdafi veya vekile de Tarifede yazılı ücret ödenir.

(7) Bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen görevsizlik ile yetkisizlik veya davanın nakli sebebiyle müdafilik ya da vekillik görevinin sona ermesi hâllerinde Tarifede yazılı ücret ödenir.

(8) Kovuşturma evresinde görevsizlik kararı verilerek dosyanın yargılamanın yapıldığı il veya ilçe içindeki üst dereceli mahkemeye gönderilmesi hâlinde Tarifede yazılı ücretler arasındaki fark ilâveten ödenir.

(9) Kişinin kendisine bir müdafi veya vekil seçmesi nedeniyle görevi sona eren müdafi ya da vekile Tarifede yazılı ücret ödenir.

(10) Cumhuriyet savcılığı veya mahkemenin talebi üzerine istinabe işlemi sırasında görevlendirilen müdafi veya vekile Tarifede yazılı ücretin yarısı ödenir.

(11) (Değişik:RG-21/05/2007-26528) Müdafi veya vekillik ücretinin belirlenmesinde ücrete hak kazanılan hukukî yardımın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tarife esas alınır.

Ücretin ödenme usulü

MADDE 11 – (Değişik:RG-21/05/2007-26528)

(1) Müdafi veya vekil; soruşturma evresinde ifade alma ve sorguya, kovuşturma evresinde ise bir oturuma katılmakla Tarifede belirlenen meblâğı almaya hak kazanır.

(2) Zorunlu yol giderlerine de buna ilişkin belge, gider pusulası veya avukatın rayice uygun yazılı beyanı üzerine hak kazanılır.

(3) Müdafi veya vekilin; görevlendirme yazısı, katıldığı soruşturma veya kovuşturma evresine ilişkin tutanağın onaylı örneği, evrakın çok sayıda olması hâlinde ilk ve son sayfası ve varsa yapmış olduğu zorunlu yol giderlerine ilişkin belge, gider pusulası veya rayice uygun yazılı beyanı ile serbest meslek makbuzunu baroya vermesi üzerine, baro tarafından bu Yönetmelik ve Tarife hükümlerine göre gerekli incelemeler yapılıp hukukî yardımın yapıldığı Cumhuriyet başsavcılığı veya mahkemelere göre gruplandırılmış ayrıntılı ödeme listeleri geliş tarihi esas alınmak suretiyle en geç on gün içinde hazırlanır ve ekindeki dayanak belgeler ile birlikte soruşturma veya kovuşturmanın yapıldığı yer Cumhuriyet başsavcılığına teslim edilir.

(4) Müdafi veya vekil sigortalı olarak çalışmakta ise yanında çalıştığı avukatın, avukatlık bürosu ya da avukatlık ortaklığı şeklinde çalışmakta ise büro veya ortaklığın serbest meslek makbuzunu kullanır.

(5) Cumhuriyet başsavcılığınca listeler ve ekindeki dayanak belgeler incelendikten sonra, müdafi veya vekile ödenmesi gereken Tarifede yazılı meblağ ile varsa zorunlu yol giderlerini de kapsayan toplam ücret, ödeme emri belgesiyle serbest meslek makbuzunu düzenleyenin bildireceği banka hesabına ödenir ve yapılan ödemeler yargılama giderlerinin hesabında dikkate alınmak üzere soruşturma ya da kovuşturma dosyalarına bildirilir.

(6) Ödeme emri belgeleri, soruşturma veya kovuşturmanın yapıldığı yer Cumhuriyet başsavcılığınca gecikmeksizin düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Geçici ve Son Hükümler

Yürürlük tarihinden öncesine ilişkin uygulama

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 19/12/2006 tarihi ile bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih arasında Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca soruşturma ve kovuşturma makamlarının talebi üzerine görevlendirilmiş müdafi veya vekillere ilişkin hususlarda da bu Yönetmelik hükümleri ile 2007 yılı Tarifesi uygulanır.

(2) (Değişik:RG-21/05/2007-26528) Birinci fıkrada belirtilen döneme ilişkin olarak barolar tarafından hazırlanan ayrıntılı ödeme listeleri ve eki belgelerin Cumhuriyet başsavcılığına teslim edilmesi üzerine ödeme emri belgeleri gecikmeksizin düzenlenir.

Yürürlük

MADDE 12 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 13 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.

 

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazetenin

Tarihi: 02/03/2007

Sayısı: 26450

 
Yönetmelikte Değişiklik Yapan Düzenlemelerin Yayımlandığı Resmî Gazetenin

Tarihi: 21/05/2007

Sayısı: 26528

Av. Tuncay YILMAZ –E-posta
Av. Şükran PALABIYIK – E-Posta
Av. Sevcan ÇAVİÇ – E-Posta

Arabuluculuk Soruları

Arabuluculuk, günümüzde dostane yollarla uyuşmazlık çözüm yöntemleri içinde en yaygın olarak bilinen ve uygulanan uyuşmazlık çözüm yöntemidir.

Arabulucu, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirerek onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini ve aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya çağlayan tarafsız üçüncü kişidir.

Karşı tarafla aranızda uyuşmazlık çıktıktan ve fakat mahkeme veya tahkime başvurmadan önce arabulucuya gidebileceğiniz gibi mahkemeye dava açtıktan sonra da arabulucuya gidebilirsiniz.

Hayır. Arabuluculuk ancak tarafların serbest iradeleriyle karar verebilecekleri konularda mümkündür. Daha açık bir ifadeyle; kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli konularda taraflar arabulucuya gidebilirler. Tarafların sözleşme konusu yapamayacakları konularda örneğin ceza davalarında, nüfus kaydına ilişkin davalarda veya çocukların velayetine ilişkin davalarda arabuluculuk mümkün değildir.

Hayır. Taraflar arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak ve bu süreçten vazgeçmek konusunda tamamen serbesttir. Kendi isteğiniz ile başlattığınız bu süreci yine kendi isteğinizle sona erdirip mahkemeye başvurabilirsiniz.

Taraflar arabulucuyu, Daire Başkanlığımızın resmi web adresi olan www.adb.adalet.gov.tr adresinde yer alan güncel arabulucular listesinden seçebilirler.

Süreç sonuçlanıncaya kadar arabuluculuk sürecinde taraflar, davadan farklı olarak herhangi bir harç yatırmak zorunda olmayıp, tebligat, bilirkişi, tanık ve keşif gibi giderler de ödemezler. Sadece, faaliyet süresine göre arabulucuya, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine uyarınca ücret ödenir. Ayrıca, özel bir toplantı yeri vs. gerekiyorsa, bu masrafların ödenmesi gerekir. Taraflar eğer avukatları ile bu sürece katılacaklarsa avukatlarına da ücret ödeyeceklerdir.

Taraflar aksini kararlaştırmadıkça, arabuluculuk sürecindeki tüm masrafları eşit olarak karşılayacaklardır..

Taraflar arabuluculuk sürecinin sonunda bir anlaşmaya varırlarsa bu anlaşmayı, asıl uyuşmazlık hakkındaki yetki ve görev kurallarına göre belirlenecek olan hukuk mahkemesine ibraz edip, icra edilebilirliğine ilişkin bir şerh verilmesini talep edebileceklerdir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilâm niteliğinde belge sayılır. İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, niteliği itibariyle bir çekişmesiz yargı işi olduğundan buna ilişkin inceleme dosya üzerinden de yapılabilecektir. Ancak, uyuşmazlık konusu aile hukukuna ilişkin ise bu işlemler aynı usulle belirlenecek aile mahkemesince ve duruşmalı olarak yapılacaktır. Eğer, davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa gidilmiş ise, kuşkusuz ki yukarıdaki iş ve işlemler davaya bakan mahkemece yerine getirilecektir.

Mahkeme; anlaşmanın ve içeriğinin, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği işler arasında yer alıp almadığı ve cebri icraya elverişli olup olmadığı yönünden inceleme yapacaktır.

Dava boyunca yapmak zorunda kalacağınız tüm masraflardan (posta gideri, bilirkişi, keşif vb. masraflar, yol giderleriniz gibi) ve yargılama nedeniyle diğer işlerinizden kısıtlayıp, adliyeye ayırmak zorunda kalacağınız zamandan tasarruf etmiş olursunuz.
Mahkemeye göre daha kısa sürer.
Sonuç, tarafların kontrolündedir.
Geleceğe bakılır, mevcut hukuki durumun değil, menfaatin korunması esastır.
Güvenirlik ve gizlilik önemlidir; taraflar mahkeme önünde konuşamayacaklarını burada rahatlıkla konuşabilirler.
Psikolojik ve sosyolojik riski azdır; daha az yeni sorun doğurur.
Tarafların anlaştıkları yöntem ve çözüm tarzı esastır, esnektir.
Anlaşmayla çözülür; iki tarafta kazanır, tarafların sosyal ve ekonomik ilişkileri devam eder.

Evet. Bu şekilde yapılan stajlar 5 yıllık mesleki kıdemin hesaplanmasında dikkate alınacaktır.

Eğitim izni verilen kuruluşun, internet sayfamızda yayınlanan eğitim verebileceği yer haricinde başka bir mekânda eğitim vermesi mümkün değildir. Ancak, farklı bir mekânda eğitim vermek isteyen eğitim kuruluşunun, 27.06.2013 tarihli internet sayfamızda yayınlanan şartları sağlayarak izin başvurusunda bulunması gerekmektedir.

27.06.2013 tarihinde, resmi internet sayfamızda yayınlanan duyuruda, eğitim izni talebinde bulunan eğitim kuruluşunun, eğitim verilecek mekânlarının, eğiticilerin unvan ve yeterliliklerinin, eğitim programının mevzuata uygun olduğunun anlaşılması, böylelikle eğitim kuruluşlarında eğitim faaliyetinin devamının sağlanacağı ve eğitimin amacına ulaşacağı kanaatine varılması halinde eğitim izni verilebileceği belirtilmiştir. Bu nedenle, eğitim verebilecek kuruluşların birden fazlasının kendi aralarında iş birliği yapmaları halinde tek bir kuruluş eğitim izni için başvurabilecektir. Eğitim verebilecek kuruluşlar ancak kendi aralarında işbirliği yapabilirler. Eğitim izni talep eden kuruluş, eğitim izni için gerekli olan şartları tamamlamak amacı ile farklı kuruluşların imkânlarından faydalanabilir. Ancak, eğitim izni alma yetkisi olmayan kuruluşlarla ortak eğitim veremez.

Taraflar eğitim izni verilen kuruluşları, Daire Başkanlığımızın resmi web adresi olan www.adb.adalet.gov.tr adresinde yer alan güncel eğitim kuruluşları listesinden öğrenebilirler.

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 48 inci maddesi gereğince, Başkanlığımız bünyesinde istihdam edilen denetim görevlileri, arabuluculuk hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin tüm işlem ve uygulamaları, arabuluculuk eğitimi izni alan kuruluşları ve arabulucuları denetleme yetkisine sahiptir. Eğitim izni alan eğitim kuruluşlarında derslerin kimin tarafından verildiği hususu da bu kapsamda denetlenecektir.

Arabuluculuk eğitimi, hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra, mesleğinde 5 yıllık kıdeme sahip kişiler tarafından alınabilir. Arabuluculuk eğitim almak isteyen kursiyerlerden hukuk fakültesinden mezunu olduğunu gösteren belge ile 5 yıllık kıdeme sahip olduğunu gösteren belgenin istenmesi yeterlidir.

Hayır. Bu durumda olanların Türkiye’de arabuluculuk yapabilmeleri için Kanun ve Yönetmeliğe göre gerekli eğitimi alması, yapılacak olan yazılı ve uygulamalı sınavdan başarılı olup Daire Başkanlığımızca tutulan arabulucular sicile kayıt olması gerekmektedir.

Yönetmelikte geçen 5 yıllık mesleki kıdeme sahip olma sadece avukatlık mesleği için aranan bir şart değildir. Hukuk fakültesi mezuniyeti ve herhangi bir meslekte 5 yıllık kıdeme sahip olmak aranan bu şart için yeterlidir. Farklı mesleklerde geçen süreler, 5 yıllık mesleki kıdem hesabında dikkate alınacaktır.

Uzlaştırmacı Soruları

Eğitim kuruluşlarına hukuk öğrenimi görmüş uzlaştırmacı adayları yönünden; üniversitelerin hukuk fakültesi mezunlarının yanısıra, üniversitelerin siyasal bilgiler fakültesi, iktisadi ve idari bilimler fakültesi, iktisat fakültesi ve işletme fakültesi mezunlarından, müfredatında; anayasa hukuku, ceza hukuku (genel hükümler), ceza hukuku (özel hükümler), ceza muhakemesi hukuku, hukuk başlangıcı/hukuka giriş/hukukun temel kavramları/temel hukuk, ticaret hukuku, iş hukuku, borçlar hukuku derslerinden en az ikisini başarılı olarak görmüş olanlar başvurabilir.
İki yıllık önlisans öğreniminden sonra dikey geçişle dört yıllık yüksek öğrenimini yukarıda anılan fakültelerden birinden mezun olarak tamamlayanların da eğitim kuruluşlarına başvurabilmeleri için; yukarıda anılan derslerden en az ikisini, önlisans öğrenimi sırasında veya dikey geçiş sonrası lisans öğrenimi sürecinde görmüş olmaları ve bu derslerden başarılı olmuş olmaları gerekir.

Uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin Kanun ve Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak anlaşmış olmalarıdır.

 Uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle başlatılan soruşturma veya kovuşturma sırasında; şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcinin, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen tarafsız bir uzlaştırmacı marifetiyle anlaştırılmaları suretiyle, uyuşmazlığın giderilmesi sürecidir.

Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören arasındaki uzlaştırma müzakerelerini yöneten, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen avukat veya hukuk öğrenimi görmüş kişidir.

Avukatlar ve hukuk öğrenimi görmüş kişiler uzlaştırmacı olabilmektedir. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler kavramı, üniversitelerin hukuk fakültelerinden mezun olanlar ile hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az dört yıllık yüksek öğrenim yapan kişileri kapsamaktadır.

Uzlaştırma süreci tarafların kabulüyle başlar, taraflardan biri kabul etmezse süreç işlemez. Taraflar uzlaşma sağlanana kadar bu yöndeki iradelerinden her zaman vazgeçebilirler.

Uzlaştırmacının, dosya içindeki belgelerin birer örneğinin kendisine verilmesinden itibaren en geç otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırması gerekmektedir. Bu süre en çok 20 gün uzatılabilir.

Fiilden kaynaklanan maddi veya manevi zararın tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hale getirilmesi Mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişi ya da kişilerin maddi veya manevi zararlarının tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hale getirilmesi
 Bir kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluş ile yardıma muhtaç kişi ya da kişilere bağış yapmak gibi edimlerde bulunulması,
Mağdur, suçtan zarar gören, bunların gösterecekleri üçüncü şahıs veya bir kamu kurumu ya da kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluşun belirli hizmetlerinin geçici süreyle yerine getirilmesi, Topluma faydalı birey olmayı sağlayacak bir programa katılımın sağlanması, Mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesi, olabilir. Taraflar uzlaştırma süreci sonunda edimsiz olarak da uzlaşabilirler.

Soruşturma evresinde uzlaşmanın gerçekleşmesi ve edimin yerine getirilmesi hâlinde, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilir ve adlî sicile kaydedilmez. Aksi hâlde kamu davası açılır.
 Kovuşturma evresinde uzlaşmanın gerçekleşmesi ve edimin yerine getirilmesihâlinde, sanık hakkında düşme kararı verilir ve adlî sicile kaydedilmez. Aksi hâlde yargılamaya devam olunur.
 Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
 Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz.
 Failin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaştırma raporu veya uzlaşma belgesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.

 Mağdurun yaşadığı güven bunalımı ve korkuların ortadan kalkmasına, bozulan tehlike algısının düzelmesine katkı sağlar,
 Mağdura özür dilenmesini isteme veya belirlenecek edim ile maddi/manevi zararının tazminini sağlama fırsatını sunar,
 Tazminatın gerçekten ödenme şansı artar,
 Uzun süreli yargılama boyunca mahkemeye gidilmemesini sağlar.
Taraflarda adaletin yerine geldiği duygusunun tesis edilmesine katkı sunar,

Faile, suçun muhatabı üzerinde yarattığı etkiyi görmesi fırsatını sunar,
Failin devlete karşı değil mağdura karşı şahsen sorumlu olmasını sağlar,
Failin yeniden suç işleme ihtimali azalır,
Taraflarda adaletin yerine geldiği duygusunun tesis edilmesine katkı sunar,
Faile sadece cezalandırılmak yerine hatalarını telafi etme fırsatı sunar,
Failin filinin gerekçesini açıklama ve özür dileme fırsatı olur,
 İlk kez suç işleyen kişilere(özellikle çocuk suçlarında) ceza ve sabıka kaydı almadan meselenin halli ile toplumda suçlu damgası yemeden hayatına devam etme fırsatı sunar,
 Failin infaz kurumuna girmesini engeller ve kurumda diğer suçlulardan etkilenerek tahliye sonrasında yeniden suç işleme ihtimalini önler,

Suçların müeyyideye tabi tutulmasındaki temel gerekçe bozulan toplum düzeninin düzeltilmesi   olduğundan, suçun toplum üzerindeki etkilerinin giderilmesini sağlar, toplum barışına katkı sunar.
 Toplumun adalet tecrübesinin artmasına ve sorunların adli birimlere yansımadan toplum içerinde sulh ile çözülmesine katkı sağlar,
Taraflar arasında sürekli olarak yinelenecek uyuşmazlığın halli ile yeni suçların ve dosyaların önü alınır,
Uzlaştırmacıların müzakerelerde edindikleri tecrübe ve becerilerini toplum içerisinde kullanmaları ve paylaşmaları ile uzlaşı kültürünün toplumun geneline yayılmasına katkı sağlar.
Tarafların adalet sistemine olan güvenlerinin artmasını sağlar.

 Uzlaştırma ücreti ve giderlerinden mağdur/katılan veya suçtan zarar gören hiçbir şekilde sorumlu değildir.

Uzlaşmanın sağlanması hâlinde, şüpheli ya da sanık uzlaştırma giderlerini ödemez. Bu giderler Devlet Hazinesi’ndenkarşılanır.

Mağdur ya da suçtan zarar görenin uzlaşma teklifini kabul etmesi ve uzlaştırma görüşmesi yapması, haklarından vazgeçtiği anlamına gelmez.

Şüpheli ya da sanığın uzlaşma teklifini kabul etmesi ve uzlaştırma görüşmesi yapması suçu kabul ettiği anlamına gelmez.

Uzlaştırma müzakereleri gizli olduğu için müzakerelere sadece şüpheli, müdafi, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekili katılabilir.

Uzlaştırma müzakerelerine katılabilecek kişiler kanunda tek tek sayılmıştır. Burada sınırlı sayılılık söz konusudur. Bu nedenle kanunda sayılanların dışında, müzakerelere tarafların üzerinde uzlaştıkları kişiler veya uzmanlar katılamaz.

 Hayır. Cumhuriyet savcısı öncelikle uzlaştırmanın hukuka uygun olup olmadığını kontrol eder. Aynı zamanda uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayanıp dayanmadığını da denetler. Uzlaşmanın tarafların özgür iradesine dayandığını ve üzerinde anlaşılan edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse, ancak o zaman uzlaştırma raporu veya uzlaşma belgesi hüküm doğrurur. Bu durumda, Cumhuriyet Savcısı raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak, soruşturma dosyasında muhafaza eder.

 Uzlaştırma bürosundan sorumlu Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Soruşturma ve kovuşturma sırasında Cumhuriyet savcısı, hakim ya da adli kolluk görevlileri şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunamazlar.

Gerekmez. Bir taraf uzlaşma teklifini kabul etmez veya red ederse, CMK 255 inci maddesi hükmü saklı kalmak üzere dosyada birden çok fail varsa, ayrıca diğerlerine uzlaşma teklifinde bulunulması zorunlu değildir.

 Hayır. Kendisine uzlaşma teklifinde bulunulan kişi düşünmek için uzlaştırmacıdan süre isteyebilir, bu süre en fazla üç gün olabilir. Uzlaşma teklifinde bulunulan kişi üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.

Evet. Bir dosyada görevlendirilecek uzlaştırmacı sayısını belirleme yetkisi Cumhuriyet savcısına aittir. Cumhuriyet savcısı bu belirlemeyi yaparken cezai uyuşmazlığın niteliği ile taraf sayısını göz önünde bulundurur.

Olabilir. Uzlaştırma müzakereleri sonunda taraflar belli bir edimin yerine getirilmesi konusunda anlaşabilecekleri gibi birden fazla edimin yerine getirilmesi konusunda da uzlaşabilirler.

Suça sürüklenen çoçuklar ile suç mağduru çocuklara ilişkin uzlaştırma müzakereleri uzlaşma teklifini kabul eden yasal temsilci ile yürütülür.
 

 Suça sürüklenen çocuklarda uzlaşma teklifi çocuğun kanuni temsilcisine yapılır.