Kripto Paralar Değerli Mi?
Önceki hafta kripto paralar ile ilgili Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik yayımlandı. Bu yönetmelik uyarınca ülkemizde kripto paralar ödeme aracı olarak kullanılamayacağı düzenlendi. Bu yönetmeliği takiben, geçen hafta Thodex krizi patlak verdir. Hafta sonu bu krizi VeBitcoin, GoldexCoin ve Sistemkoin takip etti. Bu kripto para borsalarının bazılarına iki aydır ulaşılamadığı tespit edildi. Son olarak İstanbul’un Kağıthane ilçesinde, evini satıp tüm parasını kripto paraya yatıran bir vatandaşımızın intiharı haberi ile kripto paralar ve borsaları hakkında eksiklik ve sorunların sonuçlarını adeta bir tokat gibi yüzümüzde hissettik.
Peki nedir bu kripto paralar? İtibari, kaydi yahut elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye aracı olarak nitelendirilemeyen, belirli bir tür teknoloji temelli ve sanal olarak oluşturulan varlıklar kripto varlık olarak tanımlanmıştır. İtibari para, kaydi para ve elektronik para tanımları Merkez Bankası nezdinde ve belirli yasal düzenlemeler ile tanımlanmış olan değerlerdir.
Menkul kıymetin ne olduğu ise o kadar net bir tanıma sahip değildir. Sermaye piyasası araçları tanımı içinde yer alan menkul kıymetlerin belirli özelliklerde olması aranmış olmakla birlikte, bir varlığın menkul kıymet ve sermaye aracı olup olmadığına ilişkin nihai karar Sermaye Piyasası Kurulu’nun kararıdır. Kripto paralar ile ilgili yönetmelik, kripto varlıkların bu kapsamda olmadığını, menkul kıymet tanımının dışında kaldığını söylemekteydi. Fakat geçen hafta ülke gündemine bomba gibi düşen ve İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen bir karar ile kripto para hesabı menkul kıymet olarak tanımlandı. Bu tanım sonucunda mahkeme, kripto para hesabının haczedilebilir olduğuna karar verdir.
Mevcut durumda, kripto varlığın kendisi, yani örneğin bitcoin menkul kıymet değil ve ödeme aracı olarak kullanılamaz, fakat bitcoin cüzdanınız menkul değer olarak değerlendiriliyor. Bunun sonucu olarak kripto varlıkları alışveriş ve ödemelerimizde kullanmamız yasak ama bu varlıkların bulunduğu hesabın maddi değerinin bulunduğu inkar edilemiyor ve dolayısıyla haczedilebiliyor. Bu çelişkinin asıl sebebi, kripto varlıkların öncülerinden biri olan bitcoinin arkasındaki teknolojiden kaynaklanıyor. Blokzincir yahut blockchain olarak bilinen bu teknoloji, temel itibariyle bir mutabakat sistemidir. Paranın temeli de aslında o parayı kullanan herkesin o kağıt parçası yahut banka hesabınızda yazan sayının alım satım gücü üzerinde mutabık kalması üzerine ortaya çıkmıştır. Fakat blokzincirin temel farkı, bir banka yahut ödeme sisteminden farklı olarak katılımcıların bilgilerinin üçüncü kişiler yahut devlet gibi bir üst otorite tarafından takip edilememesidir. Eğer bir devlet bu mutabakat sistemine dahil olursa, sistemde bir üst otorite olarak değil sıradan bir kullanıcı olarak yer alacaktır. Bitcoin’in oluşturulma amacı bu olmamasına rağmen ilk zamanlarda kullanımı kara paranın aklanması, silah kaçakçılığı, insan ticareti gibi yasal olmayan işlemler ile ilgili izlerin kaybedilmesiydi. Bugün sistem içerisine dahil olan insanların önemli bir kısmı oldukça yasal ve helal kazançlarının değerlendirmek amacı ile yatırım yapmış olsa da kripto paralar ile yapılan işlemler takip edilememe özelliğini korumaktadır. Gelinen aşamada yaşadıklarımız 2000’lerin başındaki İmar Bank krizine oldukça benzemekle birlikte, kripto teknolojisi olarak bilinen sistemde para trafiğinin takibi oldukça zor.
Ülkemizdeki yasal düzenlemeler Thodex ve daha nicelerini regüle edecek potansiyele sahip, fakat konu kripto paralara gelince dünyadaki pek çok ülke gibi biz de temkinli adımlar atmaya gayret ediyoruz. Kripto paraları yasaklamamak ama kripto paraların ödeme aracı olarak kullanılmasını yasaklamak, arka planda daha büyük düzenlemeleri yapmak için güvenli bir alan yaratarak zaman kazanmanın bir yoluydu. Fakat bu zamanın sandığımızdan daha dar olduğunu görmüş olduk. Buna ek olarak hafta sonu kripto paraların global çapta değer kaybetmesi ile kripto yatırımcılarının endişeleri katlanarak arttı. Ne yazık ki en kötüsü bu değil. Kripto paraların mutabakat sisteminin, elektronik yahut itibari para gibi paralardaki mutabakat sisteminden farkının sonucu olarak, yarın uyandığınızda birilerinin size kripto paranızın artık hiçbir değeri olmadığını söylemesi halinde devlete yahut kripto borsalarına başvurarak zararınızın giderilmesini isteme imkânınız olmayacaktır. Benzer şekilde, kripto borsa şirketlerinin büyük bir siber saldırıya maruz kaldığı ve bütün paranızı çaldırdığı iddiasında da yapılabilecek şeyler oldukça sınırlıdır. En azından bu konuda yasal düzenlemeler yapılana kadar…
Her ne kadar İcra Hukuk Mahkemesi şimdilik bu hesabı bir menkul kıymet olarak tanımlamış ise de, asıl beklenmesi gereken karar Sermaye Piyasası Kurumu, Maliye ve Merkez Bankası’nın kararlarıdır. Kripto varlıkların ülkemizdeki değeri ve yasal olarak konumlandırılması bu kurumların faaliyetleri sonucunda şekillenecektir. O zamana kadar bir yatırım aracı olarak kullanılan kripto varlıklara temkinle yaklaşmakta fayda var.