Çalışanların Özlük Dosyasındaki Bilgiler: Sağlık Verileri
Kişisel Verileri Koruma
Kurulu’nun 02.03.2021 tarihinde yayınlamış olduğu bir karar, işverenlerin
işçilerin özlük dosyasında muhafaza edecekleri kişisel veriler ve özel
nitelikli kişisel verilerin işlenmesinde göz önünde bulundurulacak hususlar ile
ilgili olarak oldukça önemli.
Kurul’a intikal eden
şikayetin konusu, işçi ile işveren arasında görülmekte olan uyuşmazlıkta
işverence işçinin sağlık verilerini içeren raporların, bir diğer deyişle özel
nitelikli kişisel verilerinin mahkemenin talebi olmaksızın sunulmasından
ibaret. Bununla birlikte Kurul’ca kararda incelenen en önemli konu, işçinin
özlük dosyasında yer alması gereken kişisel verilerin işlenme sebebi, bir diğer
ifade ile hukuki dayanağıdır.
Pek çok işverence, çalışanın
işe girmeden önce yahut çalıştığı sürece sağlık durumuna ilişkin iş sağlığı
güvenliği uzmanlarınca düzenlenen raporlar yahut hastane, klinik, aile
hekimliği gibi sağlık kurumlarınca oluşturulan raporları işleyebileceğini düşünmektedir.
Bu durum, Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 2016 yılına
kadar bu şekilde süregelmiş olabilir fakat bu tarihten sonra işverenlerce
çalışanlarının özel nitelikli verilerini işlemeleri için kanunlarda özel olarak
o verinin işleneceğinin düzenlenmesi gerekmekte olup, böyle bir düzenlemenin
bulunmaması halinde ise işverence işçiden açık rıza alınması gerekmektedir.
Kurul’un ilgili kararında
da, işçilerin kişisel verilerinin işverence işlenmesi ve özlük dosyasında
saklanmasına ilişkin İş Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun dayanak
olduğu belirtilmiş olmakla birlikte, kişilerin sağlık bilgisi gibi özel
nitelikli kişisel verilerinin verisi işlenen kişinin açık rızası ile işlenmesi
gerektiği, bununla birlikte kanunlarda bu verilerin işleneceğinin açıkça
belirtilmesi halinde açık rıza alınmadan işleme yapılabileceği belirtilmiştir.
Akabinde, sağlık
raporlarının işçiye ait özlük dosyasının içerisinde yer alıp alamayacağı
hususuna ilişkin ise gerek 4857 sayılı İş Kanunu’nda gerekse 6331 sayılı İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanununda özel bir hüküm bulunmadığını belirterek, işçinin
bu verilerinin ancak açık rıza alınarak işlenebileceği işaret edilmiştir.
Bu karar, işverenler, iş
sağlığı güvenliği uzmanları ve özellikle de çalışanlar için büyük önem
taşımaktadır. Özel nitelikli kişisel verilerden olan sağlık verisi, kişinin
özel hayatı ve mahremiyeti ile yakından ilişkilidir. Anayasa Mahkemesi ve
Yargıtay’ın çeşitli kararlarında da çalışanların mahremiyeti ile iş ortamının
güvenliği çok defa karşılaştırılmış, aralarındaki önem derecesi diğer
çalışanların güvenliği de gözetilerek belirlenmiştir. Pek çok kararda işverenlerin
sorumlulukları ile çalışanların özel hayatları arasında denge kurulması
gerektiği belirtilerek, işverenlerin ve onlara rehberlik etmekle görevli olan
iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının çalışanların mahremiyetini ihlal etmemesi
gerektiği ifade edilmiştir. Bununla birlikte çalışanların da İş Kanunu’ndan
kaynaklanan sadakat ve özen yükümlülüğü kapsamında işverene ve diğer iş arkadaşlarına
zarar verebilecek tehlikeli durumların önlenmesi bakımından gerekli önlemleri
alması gerektiğinin altı çizilmiştir.