"Hocam, çocuğumuzun eti sizin kemiği bizim!" değil!
Uzun bir süre sonunda okullarda yüz yüze eğitime başlandı. TÜİK’in raporlarına göre
okul öncesi eğitime katılım her sene bir önceki yıla göre ortalama %2
artmaktadır. Bu, her sene 65bin ile 200bin arasında yeni öğrencinin okul öncesi
eğitime başlaması anlamına geliyor. İlköğretim düzeyindeki başlangıçların ise
daha yüksek olduğunu yine aynı raporlardan görüyoruz.
Çocuklarımızın eğitim
alması, sosyalleşmesi, yeteneklerini geliştirmesi gibi pek çok sebeplerle
çocuklarımızı okul başta olmak üzere çeşitli eğitim kurumlarına gönderiyoruz.
Birçok veli özel okullara, etüt ve kurs merkezlerine, özel eğitim merkezlerine,
kreşlere çocuklarını “”eti senin, kemiği benim hocam!” diyerek emanet ediyor. Fakat
kişisel veriler açısından durum biraz farklı…
Kişisel veri denildiğinde
çoğunlukla yetişkinleri düşünüyoruz. Fakat çocukların da en az yetişkinler
kadar aktif bir hayatı var. Çocukların da Kişisel Verilerin Korunması
Kanunu(KVKK) kapsamında bir takım hakları bulunmakta. Fakat reşit olmamaları
sebebi ile bu hakların korunması ile ilgili talepler veli aracılığı ile ileri
sürülebiliyor. Çocukların bu kadar bilinçli olmalarını beklemek çocuklara haksızlık olacaktır.
Tam bu noktada, biz yetişkinler ve özellikle de ebeveynlerin bu konuda bilinçli
olması ve çocuklarının haklarını koruması çok önemli.
Milli Eğitim Bakanlığı’na
bağlı olarak çalışan özel okullar, etüt ve kurs merkezleri, özel eğitim
merkezleri ve kreşler gibi yerler, çocukların gelişimini desteklemek adına bir
takım ek hizmetler sunabilmektedir. Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun karşına
gelen ve 55bin TL idari para cezasına hükmedilen bir şikayette de, özel bir
okulca çocuğa rehberlik hizmeti kapsamında kişilik testi, zeka testi gibi bazı
testlerin yapıldığını, bu test süresince ve sonucunda çocuğun bazı kişisel
verilerinin işlendiğini görüyoruz. Çocukla ilgili kimliğini belirleyebilen her
veri kişisel veri olup, bu tür testler sonucunda elde edilen bulgular ise özel
nitelikli kişisel veridir.
Her ne kadar hakkında
idari para cezasına hükmedilen özel okul, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı
olduğunu ve ilgili yasal düzenlemeler kapsamında bu hizmeti sunması gerektiğini
ve bu testlerin tamamından çocuğun anne babasının haberi olduğunu belirtmiş ise
de Kurul, çocuğun verilerinin işlenmesinden önce açık rıza alınmaması sebebi
ile okula ceza kesmiştir. Eğitim kurumlarının Bakanlıklara bağlı olması,
kişisel veriler ile ilgili mevzuatta kaynaklanan yükümlülükleri yerine
getirmeyecekleri anlamına gelmemektedir. Yani, eğitim kurumu olsanız da kişisel
verilerin işlenmesinde aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeniz ve
işlediğiniz kişisel verinin hukuki dayanağını doğru belirlemeniz şart.
Konu kişisel veriler
olunca et de çocuğun, kemik de. Bizler de anne babalar ve çocuklarla çalışan
yetişkinler olarak, çocuklara ait olanı korumakla yükümlüyüz…