Dijital Miras Türk Mahkemelerinde Tanındı
Hepimizin
elinde bir akıllı telefon; iletişim aracımız da o, fotoğraf makinemiz de, banka
kasamız da, alışveriş sepetimiz de… Artık çoğu işimizi internet üzerinden
hallediyoruz. Hatta bazı durumlarda internet üzerinden ekonomik gelir dahi elde
edilebiliyor. Kimileri sosyal medya
üzerinden yaptığı paylaşımlar yolu ile pek çok insana ulaşıp reklam yapıyor,
kimileri dijital biz cüzdan üzerinden kripto para alıp satıyor. Peki içinde
bulunduğumuz bu sanal dünyaya biz ölünce ne olacak?
Pek çok kişi kendisi için kıymetli olabilecek, ailesi ve yakınları ile çekindiği fotoğrafları ve vidoları Google yahut iCloud hesabında yedekleyebilmektedir. Bununla birlikte, bu hesaplar üzerinden uygulama alınması, bu hesaplara hediye çeki yüklenmesi; mail ve GooglePlay ya da iCloud hesaplarının bağlı olduğu sanal cüzdanlarda ile ulaşılabilen ve ekonomik değeri olan kripto paraların alımı satımı gibi pek çok işlem yapılabilmektedir.
Bilindiği üzere ölüme bağlanan hukuki sonuçlardan biri de mirastır. Kişinin vefat ettiği anda sahip olduğu tüm taşınır ve taşınmazları mirasını oluşturur. Sadece maddi değeri olan eşyalar değil, aynı zamanda bizler için manevi kıymeti bulunan fotoğrafları, defterler, kıyafetler de mirasın bir parçasıdır. Fakat, sanal dünyadaki faaliyetlerimiz ne tapu kaydı olan bir taşınmaz ne de bankadaki para gibi fiziksel varlığı olmadığından, tartışma konusu idi. Hatta, ölen kişinin özel hayatının gizliliğinin ihlal edileceği gerekçesi ile kişi öldükten sonra sosyal medya şirketleri, kullanıcıların şifrelerini paylaşmamaktaydı. Uluslararası hukukta da bu şekilde yorumlanan durum, yakın zamanda bir mahkeme kararı ile değişti.
İlgili kararda dijital mülkiyet kavramına değinilmiş; sosyal medya hesapları ve benzer dijital uygulamaların ekonomik ve hatta ticari değeri olabildiği belirtilmiştir. Dijital malvarlığı, videolar, fotoğraflar e-postalar, kişisel sosyal medya hesapları gibi elektronik olarak depolanan ve yalnızca dijital formda bulunan diğer malvarlıkları olarak tanımlanarak, dijital dünyanın dinamik ve değişken özelliği uyarınca malvarlığının nelerden oluştuğunun tam olarak belirlenemediği belirtilmiştir. Bununla birlikte, Türk Medeni Kanunu’nda mirasın kapsamının vefat eden kişinin tüm hak ve borçları olduğu belirtildiği dikkate alındığında, dijital mal varlığının da miras kapsamında olduğuna hükmedilmiştir.
Özel hayatın gizliliği ile ilgili incelemenin ayrı bir değerlendirme olduğuna da değinen bu mahkeme kararı ile ülkemizde önemli bir adım atılmış; dijital mal varlığının tanımı mahkeme kararlarında yerini bulmuştur. Hızla dijitalleşen dünyamızda, güvenle dijital alanda yatırım yapılabilir hale gelmiş; insanların emeklerinin sanal dünyadaki karşılığının da olduğu ve bu karşılıkların fiziki karşılıklarla aynı değerde olduğu Türk milleti adına hüküm altına alınmıştır. Emsal niteliğinde olan bu karar, dijitalleşmeye uyum sağlayan ve bu tür durumlara uyumlu kanunların özgür düşünce ile uygulayabilen yargı mensupları bulunduğu ve böyle kararların da Türk hukuk sisteminde mümkün ve hukuki olduğunu göstermesi açısından da umut vericidir.