T.C.
ANKARA
1. VERGİ MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1184
KARAR NO : 2015/2053
DAVACI : * BOYA VE KİMYA SAN.TİC.LTD.ŞTİ.
VEKİLİ : —-
————-
DAVALI : ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI/ANKARA
DAVANIN öZETİ : Tiner ve boya üretimi işi ile iştigal eden davacı şirketin 2004 dönemi hesaplarının tiner ve boya üretiminde kullanılacağı taahhüdü ile ithal olunan solvent malzemesi yönünden incelenmesi sonucu tanzim olunan vergi inceleme raporuna istinaden özel tüketim vergisi üzerinden re sen tarh olunan 2004/7 dönemi üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin; ithal olunan solventin ithal amacına uygun olarak sanayide kullanıldığı, imal olunan ürünlerin fatura karşılığında tüketicilere satıldığı, vergi/ceza ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edilmediği, şirket yetkilisi hakkında açılan ceza davasının beraat ile sonuçlandığı, tarhiyatı gerektirecek bir nedenin bulunmadığı ileri sürülerek terkini istenilmiştir.
SAVUNMANIN öZETİ : Usul yönünden; vergi dairesi müdürlüklerinin görev ve yetkilerini tanımlayan, vergi dairesi müdürlüklerine yargı merci nezdinde hazineyi temsilen dilekçe ve savunma verme, temyiz ve tahsisi karar talebinde bulunma yetkisini düzenleyen 178 sayılı KHKnin Ek 14üncü maddesinin 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun Geçici 5inci maddesi ile halen yürürlükte olduğu, vergi dairesi müdürlüklerinin vergiyi tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsil eden birimler olduğu, ihbarnamelerin vergi dairesi müdürlüğünce düzenlendiği, başkanlığın hasım mevkiinden çıkarılarak husumetin vergi dairesi müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiği, dilekçenin 2577 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine uygun düzenlenmediği, davanın ihbarnameye mi yoksa ödeme emrine mi karşı açıldığının anlaşılamadığı esas yönünden; davacı şirketin ithal etmiş olduğu solventi ithal amacı dışında kullandığının vergi inceleme raporları ile tespit edildiği, ithal olunan solventin amacı dışında kullanılması nedeniyle tecil edilen özel tüketim vergisi üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin davacı şirketten aranılmasının hukuka uygun olduğu, bilinen adreslerinde bulunamayan şirkete tebligatların ilanen yapıldığı, davacı kurum yetkililerinin zaman aşımı süresi dolduktan sonra daireye gelerek ihbarnamelerin 5.1.2010 tarihinde tebliğ edilmesini istediği, tarhiyatların zaman aşımına uğratılmaya çalışıldığı, şirket yetkililerinin yapılan incelemeden haberdar olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
TüRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Ankara 1. Vergi Mahkemesi nce, Mahkememizin 30/11/2010 tarih ve E:2010/429, K:2010/2577 sayılı kararının Danıştay 4. Daire Başkanlığınin 16/12/2013 gün ve E:2011/2339, K:2013/9947 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozma kararına uyularak dava dosyası yeniden incelenmek suretiyle işin gereği görüşüldü:
Dava, Tiner ve boya üretimi işi ile iştigal eden davacı şirketin 2004 dönemi hesaplarının tiner ve boya üretiminde kullanılacağı taahhüdü ile ithal olunan solvent malzemesi yönünden incelenmesi sonucu tanzim olunan vergi inceleme raporuna istinaden özel tüketim vergisi üzerinden re sen tarh olunan 2004/7 dönemi üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 19 uncu maddesinde vergi alacağının, vergi kanunlarının, vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanunun 114 üncü maddesinde ise vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı kurala bağlanmıştır.
Davalı idare tarafından, vergi ceza ihbarnamesinin 28.11.2009 tarihinde Radikal Gazetesinde ilan yoluyla tebliğ edildiği iddia edilmiş ise de; dosyadaki bilgi ve belgelerde şirket , kanuni temsilcileri ve ortakları hakkında, belirtilen tarih sonrasında da adres araştırmalarına devam edildiği görüldüğünden ilanen tebliğ şartlarının henüz oluşmadığı, dosyada bulunan 11.12.2009 tarihli Radikal Gazetesinde, 28.11.2009 tarihindeki ilanın hatalı olduğunun belirtilerek düzeltilmiş olması karşısında, 28.11.2009 tarihinin ilan tarihi olarak esas alınamayacağı açıktır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5035 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle değiştirilen ve yürürlüğü 2.1.2004 tarihi olarak belirlenen İlanın şekli başlıklı 104 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında; ilan ile yapılan tebliğin konusunun birmilyar ila yüzmilyar lira arasındaki vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ilanın, ilgili vergi dairesinin bulunduğu yerin belediye sınırları içinde çıkan bir veya daha fazla gazetede yayımlanacağı, tutarın yüzmilyar lirayı aşması halinde ilanın, Türkiye genelinde yayın yapan günlük gazetelerden birinde ayrıca yapılacağı, aynı Kanunun İlanın neticeleri başlıklı 106 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında; ilan tarihinden başlayarak bir ay içinde ne vergi dairesine müracaat yapmış ve ne de adresini bildirmiş olanlara bir ayın sonunda tebliğin yapılmış sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Belirtilen düzenlemeler uyarınca, 213 sayılı Kanunun 104 üncü maddesiyle olay tarihinde geçerli olan tutarlar için belirlenen usule uygun olarak ilan edilen vergi veya vergi cezaları, ilan tarihinden başlayarak bir ayın sonunda tebliğ edilmiş sayılacağından, 11.12.2009 tarihli Radikal Gazetesinde ilan edilen 2004 yılına ilişkin vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; DAVANIN KABULüNE, dava konusu re sen tarh olunan 2004/7. dönemi üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin TERKİNİNE, aşağıda dökümü yapılan 72,65 TL yargılama gideri ile 129,50 TL temyiz yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,000 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, karar düzeltme aşamasında davalı idarece karşılanan 21,70 TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, artan temyiz posta giderinin kararın kesinleşmesi durumunda istemi halinde davalı idareye iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içinde Danıştay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 09/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.