İçeriğe geç

Gelir vergisi, fon payı ile gecikme faizinin tahsili amacıyla varis sıfatıyla davacı adına tanzim edilen ödeme emrinin;

T.C.

ANKARA

1. VERGİ MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1126 

KARAR NO : 2016/319

DAVACI : 

VEKİLİ : AV. FATİH YAMAN

 Korkut Reis Mahallesi Necatibey Caddesi Balıkçıoğlu İşhanı No:4-126 Sıhhiye  Merkez/ANKARA

DAVALI : ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI / ANKARA

VEKİLİ : AV. çİĞDEM İLBAY -Aynı yerde

DAVANIN öZETİ : 2002/1-12. dönemine ait gelir vergisi, fon payı ile gecikme faizinin tahsili amacıyla varis sıfatıyla davacı adına tanzim edilen 28.05.2015 tarihli ve 2015/0022 takip numaralı ödeme emrinin; ödeme emrine konu olan borcun zamanaşımına uğradığı, mirasen intikal etmeyen malvarlığından doğan borçtan sorumlu tutulamayacağı, bu konuyla ilgili olarak açılan davada Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın temyiz edildiği,  Yargıtay tarafından verilecek karara göre malvarlığına sahip olabileceği, yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali  istenilmektedir.

SAVUNMANIN öZETİ : Cumhuriyet Vergi Dairesince 04.01.2013 tarih ve 175 sayılı kararla davacıdan yapılacak işlemlere esas olmak üzere veraset ilamının ayrıca mirasla ilgili varsa başka mahkeme kararlarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 14, 148. maddeleri uyarınca yazının tebliğinden itibaren 15 gün içinde ibrazı istenildiği, davacı mirası reddettiğine dair herhangi bir bilgi ve belge ibrazında bulunmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 12. maddesinde ölen kişinin vergi borçlarından her mirasçının kendi miras hissesi nispetinden sorumlu olduğundan  davacı adına varis sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TüRK  MİLLETİ  ADINA

Hüküm veren Ankara 1. Vergi Mahkemesi nce,  dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 7. maddesinin 1. fıkrasında; borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında da bu kanun hükümleri tatbik edileceği,  55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 58. maddesiyle kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahısın,böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilecekleri kuralı getirilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 12. maddesinde; ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği, ancak, mirasçılardan herbirinin ölünün vergi boçlarından miras hisseleri oranında sorumlu olacağı kurala bağlanmıştır.

Aynı Kanunu nun Tebliğ Esasları” başlıklı 93. maddesinin 1. fıkrasında; tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, 102. maddesinde de;  tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyetin taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vaz edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde ise; muhatabın adresinin hiç bilinmemesi, muhatabın bilinen adresinin yanlış veya değişmiş olması yüzünden gönderilmiş olan mektubun geri gelmesi, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmaması, yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkan bulunmaması hallerinde, tebliğin ilan yoluyla yapılacağı belirtilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının murisi Mahmut ünal ın 2002 yılına ilişkin hesap ve işlemlerinin gelir vergisi yönünden incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca Mahmut ünal ın adına  salınan cezalı gelir vergisi ve fon payına ilişkin ihbarnamelerin ilanen tebliğ edilmek suretiyle tahakkuk eden kamu alacağının vadesinde ödenmemesi ve anılan şahsın 15.07.2008 tarihinde vefat etmesi nedeniyle kanuni mirasçı olan davacı adına  dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Olayda; dava konusu ödeme emrinin içeriği kamu alacağının nasıl kesinleştirildiğinin tespit edilmesi amacıyla Mahkememizce yapılan 21.102015 tarihli ara kararı üzerine davalı idarece dava dosyasına ibraz edilen tebliğe ilişkin belgelerden, ödeme emri içeriği kamu alacağına ait ihbarnamelerin muris Mahmut ünal ın ikametgah adresinde tebliğine ilişkin olarak düzenlenen tebliğ alındısında anılan şahsa tebliğ edilip edilmediğine ilişkin açıklama bulunmadığı, ayrıca tebliğe ilişkin belgelerin arasında yer alan 30.01.2007 tarihli adres tespit tutanağında ihbarnamelerle ilişkilendirilmediği gibi 213 sayılı Yasanın 102. maddesinin son fıkrasında sayılan kişilerinde imzaları bulunmadığı görülmüştür.

Yukarıda belirtilen tespitlerden ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmek suretiyle kesinleştirilmediği gibi kamu alacağının davacı adına miras hissesi oranı dikkate alınarak ihbarname düzenlenip 213 sayılı Yasada öngörülen şekilde tebliğ edilmesi gerekirken, davacı adına hisse oranında ihbarname düzenlenip tebliğ edilmeden varis sıfatıyla doğrudan düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; DAVANIN KABULüNE, dava konusu ödeme emrinin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 129,80-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.000,00-TL  vekalet ücretinin  davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine, artan posta avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliği tarihinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay a temyiz yolu açık açık olmak üzere 17/02/2016 tarihinde oybirliğiyle  karar verildi.