T.C.
ANKARA
18. İDARE MAHKEMESI
ESAS NO : 2013/849
KARAR NO : 2013/418
DAVANIN ÖZETİ : Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Gazi Anadolu Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev yapan davacının, tezli yüksek lisans yaptığından bahisle uzman öğretmenlik unvanı verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı işleminin; haksız ve hukuka aykırı olduğu, Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca tarafına uzman öğretmenlik unvanının verilmesi gerektiği iddialarıyla iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : İşlemlerin hukuka uygunluğunun işlem tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre yapılması gerektiği, Anayasa Mahkemesinin 5204 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinin iptaline yönelik kararından sonraki mevcut Kanun hükmü uyarınca davacıya uzman öğretmenlik sertifikası verilmesin mümkün olmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 18. İdare Mahkemesi’nce dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava; Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Gazi Anadolu Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev yapan davacının, tezli yüksek lisans yaptığından bahisle uzman öğretmenlik unvanı verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 43. maddesine üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere yedi fıkra ekleyen 5204 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 1. fıkrasında; Öğretmenlik mesleğinin; adaylık döneminden sonra öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılacağı, adaylık dönemini başarıyla tamamlayanların mesleğe öğretmen olarak atanacağı, 2. fıkrasında; kariyer basamaklarında yükselmede kıdem, eğitim (hizmet içi eğitim, lisansüstü eğitim), etkinlikler (bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar) ve sicil (iş başarımı) puanları ile sınav sonuçlarının esas alınacağı, değerlendirmenin 100 tam puan üzerinden yapılacağı, değerlendirme puanının % 10’unu kıdem, % 20’sini eğitim, % 10’unu etkinlikler, % 10’unu sicil (iş başarımı) ve % 50’sini de sınav puanının oluşturacağı, 3. fıkrasında; kariyer basamaklarında yükseleceklerin değerlendirme puanlarına göre başarı sıralamasına alınacağı, değerlendirmeye alınmak için sınav tam puanının en az %60’ını almış olmak şartının aranacağı, 4. fıkrasında; sınavın yılda bir defa olmak üzere ÖSYM’ce yapılacağı, 5. fıkrasında; alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans öğrenimini tamamlamış öğretmenlerden uzman öğretmenlik, doktora öğrenimini tamamlamış olan öğretmenlerden ise başöğretmenlik için sınav şartının aranmayacağı, bu durumda olan öğretmenlerin kıdem, hizmet içi eğitim, etkinlikler (bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar) ve sicil (iş başarımı) ölçütlerine göre değerlendirileceği, 6. fıkrasında; öğretmenlik kariyer basamaklarında yükseleceklerin gireceği sınavın, sınava katılacaklarda aranacak en az çalışma süresinin, hizmet içi eğitim veya lisansüstü eğitim niteliklerinin, her bir değerlendirme ölçütüne ilişkin hususlar ve puan değerlerinin, alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans veya doktora öğrenimini tamamlamış olanlardan uzman öğretmenlik veya başöğretmenlik için aranacak kıdemin, hizmet içi eğitim, etkinlikler (bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar) ve sicil (iş başarımı) şartları ve puan değerlerinin, branşlar temelindeki uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sayılarının, yükselmeye ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususların Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşleri alınarak Millî Eğitim Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği, 7. fıkrasında; toplam serbest öğretmen kadro sayısı içinde, başöğretmen oranının % 10 uzman öğretmen oranının % 20 olduğu Bakanlar Kurulu’nun bu oranları bir katına kadar yükseltmeye yetkili olduğu kuralları yer almıştır.
Ancak 5204 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle getirilen bu düzenlemelerin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde açılan davada, Anayasa Mahkemesi’nin 21.05.2008 günlü E:2004/83, K:2008/107 sayılı kararıyla; 5204 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 2. ve 5. fıkralarındaki “hizmet içi eğitim” ibaresi ile 6. fıkrasındaki “sınava katılacaklarda aranacak en az çalışma süresi”, “alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans veya doktora öğrenimini tamamlamış olanlardan uzman öğretmenlik veya başöğretmenlik için aranacak kıdem”, “branşlar temelindeki uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sayıları” ve “ile diğer hususlar” ibareleri ve 7. fıkrasındaki kontenjan sınırlaması getiren düzenleme ve altıncı fıkranın iptal edilen ibareleri nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan kalan bölümü iptal edilmiş; Anayasa Mahkemesi, 5204 sayılı Kanun’un 1. maddesinin iptal edilen fıkra ve ibarelerinin doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte gördüğünden Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Kanun’un 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince iptal hükümlerinin, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen düzenlemelerin, belli bir sistem içinde, iptal edilmeyen diğer düzenlemelerle bir bütünlük oluşturarak anlam ihtiva ettiği, bir kısım düzenlemelerin iptal edilmesinin ise uzman ya da başöğretmenliğe atanma hususundaki bütünlüğü bozduğu, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra yasal bir düzenleme yapılmamış olmasının bu konuda boşluk yarattığı ve bu boşluğun yargı içtihadıyla doldurulmasının da olanaklı olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra sadece sınavdan alınan nota veya alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans eğitimine dayanılarak uzman öğretmen unvanının kazanılmasına olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev yapan davacının, tezli yüksek lisans yaptığından bahisle kendisine uzman öğretmenlik unvanı verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 28.03.2013 günlü, E:2010/2397, 2013/1123 sayılı kararı da bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan 84,35 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, AAÜT uyarınca belirlenen 660,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere 12/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.